İçeriğe geç

Göbeklitepe nin önemi nedir ve nerededir ?

Göbeklitepe’nin Önemi Nedir ve Nerededir?

Bir Siyaset Bilimcinin Gözünden: Taşların Arasındaki Güç

Toplumun en eski biçimlerine bakarken, yalnızca arkeolojik kalıntılara değil, aynı zamanda iktidarın doğuşuna da bakıyoruz. Göbeklitepe, yalnızca tarih öncesi bir tapınak değildir; aynı zamanda gücün örgütlenişine, inancın siyasallaşmasına ve toplumsal düzenin ilk biçimlerine dair sessiz bir tanıktır.

Peki, taşların konuşamadığı bir çağda kim konuşuyordu? Ve daha da önemlisi, kim susturuluyordu?

Göbeklitepe’nin Konumu ve Arkeolojik Önemi

Göbeklitepe, Türkiye’nin güneydoğusunda, Şanlıurfa il merkezinin yaklaşık 15 kilometre kuzeydoğusunda yer alır. MÖ 9600–8200 yıllarına tarihlenen bu yerleşim, dünyanın bilinen en eski tapınağı olarak kabul edilir.

Buradaki T biçimli devasa taş sütunlar, hayvan figürleriyle süslenmiş ve çevresine dairesel şekilde dizilmiştir. Bu düzen, rastlantısal bir toplu emeğin değil, örgütlenmiş bir inanç sisteminin ve kurumsallaşmış bir otoritenin işaretidir.

Göbeklitepe’nin keşfiyle birlikte “yerleşik hayata geçiş” anlatısı da altüst olmuştur: İnsanlar tarımı icat ettikleri için değil, tapınak inşa edebilmek için yerleşmişlerdi.

İktidarın Taşlara Kazındığı Yer

Göbeklitepe, siyaset bilimi açısından bakıldığında iktidarın ilk sahnelerinden biridir.

Burada inşa edilen her taş, kolektif bir iradeyi olduğu kadar, bu iradenin yönlendirildiği bir güç merkezini de temsil eder.

Tapınaklar yalnızca ibadet değil, itaat mekânlarıdır.

Kimin neye inanacağı, nasıl davranacağı, kime hizmet edeceği burada şekillenir.

Bu taş halkalar, modern devletin “kurumlar” dediği yapıların en ilkel örnekleridir.

Siyaset bilimi açısından bu, kurumsallaşmanın doğuşudur — görünmez bir elin değil, görünür taşların politikasıdır.

Erkek Gücü ve Stratejik İktidar

Erkek egemen yapılar tarih boyunca strateji, güç, hiyerarşi üzerine kurulmuştur.

Göbeklitepe’deki dev taş blokları kaldırmak, kolektif bir organizasyon gerektiriyordu; bu organizasyonun merkezinde ise erkek gücü vardı.

Avcı-toplayıcı toplulukların erkekleri, fiziksel güç ve tecrübe üzerinden otorite kurarak iktidarın temelini attılar.

Göbeklitepe’nin inşası, erkeklerin doğayı, emeği ve hatta inancı bile kontrol altına alma çabasının ilk siyasal göstergesiydi.

Bu güç biçimi, daha sonra devletlerin “askeri kurumları” ve “politik elitleri” olarak kurumsallaşacaktı.

Kadınların Demokratik Katılım Perspektifi

Ancak siyaset, yalnızca güçle değil, katılımla da şekillenir.

Kadınlar, Göbeklitepe gibi kutsal mekânların toplumsal işleyişinde dolaylı fakat hayati bir rol üstlenmiş olabilirler.

Toplumun devamlılığını sağlayan, ritüellerin kültürel anlamını taşıyan, kolektif bilinci örgütleyen aktörler olarak kadınlar, bugün anladığımız biçimiyle demokratik katılımın ilk nüvelerini oluşturmuşlardı.

Erkekler taşları kaldırırken, kadınlar toplumu ayakta tutan değerleri şekillendiriyordu.

Bu da bize, iktidarın yalnızca fiziksel değil, sembolik bir inşa olduğunu hatırlatır.

İdeoloji, İnanç ve Toplumsal Düzen

Göbeklitepe’nin merkezinde inanç vardır — ama bu inanç, aynı zamanda bir ideolojidir.

İdeoloji, bireyleri belirli bir düzene ikna eden görünmez bir güçtür.

Göbeklitepe’deki ritüeller, yalnızca dini değil, siyasi ritüellerdi:

İnsanların davranışlarını yöneten, korkularını şekillendiren, aidiyet duygusunu besleyen bir sistem.

Bu yönüyle Göbeklitepe, ilk ideolojik aygıtların –yani bugünün “devlet aygıtlarının”– sembolik başlangıcıdır.

Vatandaşlığın İlkel Biçimi

Göbeklitepe toplulukları, henüz modern anlamda “vatandaş” değildi; ancak aidiyet ve sorumluluk bilinci taşıyorlardı.

Bir topluluğa ait olmak, o topluluk için emek vermek, ritüellere katılmak ve kutsal alanı korumak:

Tüm bunlar, ilkel vatandaşlığın ilk adımlarıydı.

Bu açıdan bakıldığında, Göbeklitepe yalnızca bir arkeolojik site değil, politik bilincin beşiğidir.

Sonuç: Taşların Sessiz Siyaseti

Göbeklitepe, bize bir şeyi açıkça söylüyor: Toplum inançla başlar, güçle biçimlenir, ideolojiyle sürer.

Bugün hâlâ devletlerin duvarlarında, yasaların satır aralarında, hatta kimliklerimizde bile o ilk taşların yankısını duymuyor muyuz?

İktidar kimindir: inşa edenlerin mi, inananların mı?

Bu sorunun cevabı, Göbeklitepe’nin taşları kadar eski, insan kadar yenidir.

4 Yorum

  1. Uçan Uçan

    Göbeklitepe veya Göbekli Tepe, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Şanlıurfa ilinin 18 km kuzeydoğusunda, Haliliye ilçesine bağlı Örencik köyü yakınlarında yer alan Neolitik bir arkeolojik sit alanıdır. MÖ 9600–9500 civarına tarihlenen Göbeklitepe, dünyanın şu ana kadar bilinen en eski tarihî yapısıdır . Bir yerleşim alanı olarak kullanılmayan yalnızca dinsel amaçlara hizmet eden bu yerde birden çok tapınak bulunur.

    • admin admin

      Uçan! Paylaştığınız düşünceler, yazının ana çerçevesini netleştirmeme yardımcı oldu.

  2. Şahin Şahin

    Bir yerleşim alanı olarak kullanılmayan yalnızca dinsel amaçlara hizmet eden bu yerde birden çok tapınak bulunur. Bu yönüyle de yalnızca dünyanın en eski değil, aynı zamanda en büyük tapınma merkezi olarak kabul edilir. Göbeklitepe, MÖ 10. bin yılın sonlarından MÖ 9. bin yıllarına tarihlenen bir tarih öncesi alandır. Neolitik döneme ait olan bu yer, yeryüzündeki ilk inanç merkezi olarak nitelendirilmektedir .

    • admin admin

      Şahin! Kıymetli yorumlarınız sayesinde yazının dili sadeleşti, anlatım daha güçlü hale geldi ve akıcı bir üslup kazandı.

Şahin için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino beylikduzu escort beylikduzu escort avcılar escort taksim escort istanbul escort şişli escort esenyurt escort gunesli escort kapalı escort şişli escort
Sitemap
https://ilbet.online/prop money